Cenazeyi gece vakti defnetmek mekruh değildir. Gerekirse defnedilebilir, bir sakınca yoktur. Ancak İslâm ulemâsı cenazeyi gündüz defnetmeyi daha uygun bulmuşlardır. Çünkü çoğu kere gündüz vakti cenazenin hem taşınması, hem kabrinin kazılması, hem de defnedilmesi daha kolay ve zahmetsiz olur.
Cenazeyi defin işleminin ikindi namazından sonra yapılması günümüzde pek uygun görülmüyor. Halbuki Peygamber Efendimiz gecenin geç saatlerinde defnedilmişti. Bu iki mesele arasında bir tezat yok mudur?”
Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) Hicretin 11. senesi Rabiülevvel ayının 12′sinde Pazartesi günü ebedî âleme göç etti.
Müslümanlar o gün halife seçimi ile meşgul oldular. Bunun için Peygamberimizin (a.s.m.) yıkanması, teçhiz ve tekfini Salı gününe kaldı.
Cenaze namazını önce erkekler, sonra kadınlar, daha sonra da çocuklar sırasıyla kıldılar. Çünkü vefat ettiği odaya defnedileceğinden cemaatin tamamını alamamıştı.
Cenaze namazı gece gündüz devam etti. Çarşamba günü geç vakitler olmuştu. Yapılan vazifeler tamamlandıktan sonra o gece mübarek nâşı defnedildi.
Böylece Peygamber Efendimizin (a.s.m.) defni gece yapılmıştı. Aynı zamanda Hz. Osman, Hz. Fatıma ve Hz. Aişe de geceleyin defnedilmişlerdi.
Bu hususlar göstermektedir ki, cenazeyi gece vakti defnetmek mekruh değildir. Gerekirse defnedilebilir, bir sakınca yoktur. Ancak İslâm ulemâsı cenazeyi gündüz defnetmeyi daha uygun bulmuşlardır.
Çünkü çoğu kere gündüz vakti cenazenin hem taşınması, hem kabrinin kazılması, hem de defnedilmesi daha kolay ve zahmetsiz olur.
Böylece cenazeye iştirak eden Müslüman da daha çok olmuş olur. Halbuki gece vakti karanlık olduğundan, yeterli ışık sağlamak güç olacağından gündüzleyin defnetmek daha uygun görülmüştür.
Zaten bu hususta İbni Mâce’nin rivâyet ettiği bir hadis-i şerif vardır. Meâli şöyledir: “Zaruri bir durum olmadıkça ölülerinizi gece vakti defnetmeyin.”
İşte fıkıh kitaplarımızda yer alan “geceleyin defnetmenin uygun karşılanmadığı” hükmü bu hadisten kaynaklanmaktadır.
Fakat çeşitli sebeplerle cenazeyi bekletmek mümkün olmadığı takdirde akşam vakti de, geceleyin de defnedilebilir.
CENAZE NASIL DEFNEDİLİR ? CENAZE NASIL GÖMÜLÜR? Cenaze kabre götürülüp omuzlardan indirilince bir engel yoksa, cemaat oturur. Cenaze omuzdan inmeden oturmaları mekruh olduğu gibi, cenaze yere indikten sonra ayakta durmaları dahi mekruhtur. Kabrin bir insan boyu kadar derin olması yeterlidir. Kabirlerde lahit yapmak faziletlidir; kabrin içinde kıble tarafı oyulur ve ölü, yüzü kıble tarafına gelecek şekilde sağ tarafı üzere buraya konur. Lahitin önüne tahta, kerpiç veya kamış gibi şeyler konur ve böylece atılan toprak ölünün üstüne değil, bu şeylerin üstüne gelmiş olur. Bu ölüye saygının bir gereğidir. Eğer kabrin kazıldığı yer lahit yapılamayacak derecede yumuşak veya ıslak ise, bu durumda, dere gibi bir çukur kazılır, ki buna şak (yarma) denir. Gerekirse bunun iki yanı kerpiç veya tuğla gibi bir şeyle örülür. Sonra ölü bunların arasına konur ve üzerine ölüye dokunmayacak şekilde tahta veya kerpiçle tavanımsı bir örtü yapılı...
Yorumlar
Yorum Gönder